Lodaer Img

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu-Nedenleri ve Risk Faktörleri

Kadınlarda cinsel işlev bozukluğu-Cinsel aktivite esnasında  uyarılmadan orgazma kadar olan sürecin her hangi bir bölümünde meydana gelen sorunlara cinsel işlev bozukluğu denir.

Araştırmalar, tüm kadınların neredeyse yarısının en az  1 cinsel işlev bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Bir kadının hayatındaki pek çok faktör, cinsel işlevi engelleyebilir. Menopoz ile ilgili hastalıklar, ameliyatlar, hormonal değişiklikler gibi fiziksel faktörler ile, depresyon, anksiyete ve stresle ilişkili psikolojik faktörler de cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir.

Cinsel arzudan yoksun olmak veya arzu duyduğu halde cinsel ilişkiden zevk alamamak, kadının kendisi ve eşi için daha düşük bir yaşam kalitesine yol açabilir.

Kadınlarda  cinsel işlev bozukluklarına neden olabilecek fiziksel ve psikolojik faktörlere değinilmiştir.

Fiziksel Faktörler

*Histerektomi

En yaygın jinekolojik cerrahi ameliyatı olan Histeroktomi, cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir. Bu ameliyatın ardından kadınların yaklaşık %20’si cinsel işlevlerinde bozulma olduğunu bildirmektedirler. Rahim ve yumurtalıkların çıkarılması seks hormonlarında büyük bir düşüşe neden olduğu için, hormon replasman  tedavisi, kadınlarda cinsel işlevin geri kazanılmasına yardımcı olabilmektedir.

Araştırmalar, menopoz sonrası kadınlarda östrojen tedavasinin orgazm olamamayı, testosteron tedavisinin ise cinsel istek ve uyarılmayı iyileştirebileceğini göstermektedir.

*Vajinismus

Vajinismus, cinsel ilişkiyi mümkün kılan vajinanın, dış üçte birlik kısmının kalıcı veya tekrarlayan spazmıdır. Vajinal ilişkinin ağrılı veya zor olmasına neden olur ve ayrıca pelvik muayenesini de engelleyebilir.

Genellikle, gevşeme eğitimi de  içeren terapilerle tedavi edilebilir. Partnerin terapi sürecine dahil olduğu çiftlerde, başarı oranı daha yüksektir.

*Premenopoz ve Menopoz

Kadınlar, menopoz yaklaştığında östrojen seviyelerinin düşmesi de dahil olmak üzere ciddi hormonal değişimler yaşamaya başlarlar. Testosteron hormonu  ise hem erkeklerde hem de kadınlar da yaşla birlikte düşer. Bu hormonal değişimler bir kadının cinsel arzusunu azaltabilir. Vajinal kuruluk, sıcak basmaları, gece terlemeleri, ruh hali değişimlerine de sebep olarak cinsel temasa karşı duyarlılığın azalmasına yol açabilir..

*Diğer Durumlar

Troid bozuklukları, sinir hasarı ve sinir bozuklukları, herpes gibi tıbbi durumlar da cinsel işlev bozukluğuna katkıda bulunabilir.

Ayrıca alkol, antikonvülzanlar, betablokerler ve SSRI grubu antidepresanlar  gibi bazı ilaçların da kadınlarda cinsel işlev bozukluğuna kısmen de olsa neden olduğu bilinmektedir.

Psikolojik Faktörler

*Depresyon ve Anksiyete

Depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunları olan kadınların, cinsel işlev bozukluğu geliştirme olasılıkları daha yüksektir. Çoğu vakada, cinsel işlev bozukluğunun altında yatan bu psikopatolojik durumların tedavisinin, cinsel işlev bozukluğunun çözümünü sağladığı görülmektedir.

*Cinsel Eğitim Eksikliği veya Cinsel Tabular

Çoğu toplumda veya ailede hala cinsellik tabu olarak görüldüğü için, ayıp görülme  veya utanma  duygusu nedeniyle, hem yetişmekte olan çocuk hem de yetiştiren annenin  konudan uzak kalması çoğunlukla cinsel bilgi paylaşımını engellemektedir.

Diğer yandan

Kadın, yanlış bilgiler ve şehir efsaneleriyle dolu bir çevre içinde yetiştiyse, edindiği cinsel bilgi ve geliştirdiği algı sıklıkla cinselliğin kötü veya korkunç bir şey olduğu yönünde olabilmektedir.

Dolaysıyla, bu faktörlerde özellikle vajinismus gibi bir cinsel işlev bozukluğunun gelişmesine sebep olabilmektedir.

*Çocuklukta veya Ergenlikte Cinsel İstismar

Çocukluk veya ergenlik çağında cinsel istismar  öyküsü bulunan kadınlarda cinsel işlev bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir. Bu kadınlar tarafından bildirilen başlıca cinsel işlev bozuklukları arasında,  arzu ve uyarılma sorunları yer almaktadır.

*İlişki Sorunları

Kadınlarda cinsel işlev bozukluğuna neden olabilen bir diğer durumda, kadının ilişkisine duyduğu güven eksikliği veya cinsel partnerine olan ilgisinin azalmasıdır.

Benlik kaygısı, savunmasız olma korkusu veya kontrolü bırakma gibi diğer psikolojik faktörler de cinsel işlev bozukluklarına neden olabilmektedir.

Cinselliğe dair kaygı ve sorunların tüm, cinsel işlev bozukluğu olduğu anlamına gelmez. Ayrıca akılda tutulması gereken bir diğer önemli şey de,  bazen sebeplerle semptomların yer değiştirmesidir. Örneğin, depresyon, cinsel işlev bozukluğuna katkıda bulunabilirken, cinsel işlev bozukluğu da depresyona sebep olabilir. Yani bu durum tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar durumuna benzetilebilir.

Her kadının cinsel tepkisi farklıdır. Bireyden bireye değişebilir. Bazen de bunlar bir bozukluğu değil, sadece normal bir farklılığı yansıtabilir.

Hala pek çok kadın özellikle de genç kızlar için cinsellik hakkında konuşmak rahatsız edici veya zor olsa da, sağlıklı cinsel bilgi almak veya en iyi tedaviyi belirleyebilmek için bu konu konuşulmalıdır. Sizde bu konuda partnerinize veya terapistiniz ile konuşmaktan korkmayın.

Yazar hakkında