Tik Bozuklukları
Tikler belirli kas gruplarında meydana gelen, birden ortaya
çıkan, yineleyici, basmakalıp, motor hareket ya da ses çıkarma
şeklinde görülen istem dışı hareketlerdir. En sık olarak yüz
ve boyun kaslarında görülür. Göz kırpma, kaş kaldırma, baş
oynatma, boyun bükme, parmak çıtlatma, burun çekme
gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Tikler sıklıkla kişinin iç
geriliminin yüksek olduğu zamanlarda ortaya çıkar. Genellikle
çocuk ya da yetişkin gösterdiği bu istem dışı davranış ile
içsel bir rahatsızlıktan kurtulmak istemektedir.
Tiklerin Özellikleri
Tikler erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha fazla
görülür.
Tik bozukluklarına genellikle 3- 4 yaşından önce rastlanmaz.
En çok görüldüğü dönemler 6-7 yaşlar ve 11-13 yaşlardır.
Tik bozukluğu yaşamaya başlayan çocuklar, okulda da
öğrenme sorunları ile karşılaşabilirler.
Sıklığı ve şiddeti değişkenlik gösterir. Yorgunluk ve stresin
yoğun olduğu zamanlarda artış gösterir. Fakat çocuk bir
işe ya da etkinliğe kendini verdiği sırada azalabilir ya da
yok olabilir.
Her sosyoekonomik düzeyde ve her toplumda görülebilir.
Geçici bir süre için engellenebilir davranışlardır. Bu yüzden
özellikle okul çağı çocukları tiklerini, okulda bulunduğu
saatler içerisinde bastırmaya çalıştığı için okuldan eve gelir
gelmez tiklerinde artış görülebilir.
Aile bireylerinden birinde varsa, diğer bireylerde görülme
sıklığı artar. Yani tikler taklit yoluyla da ortaya çıkabilir.
Sosyal ve akademik anlamda çocuğu zorlayan bir
bozukluktur. Örneğin, okulda ders sırasında tiklerini
bastırmaya odaklanmış bir çocuk, öğretmeninin anlattığını
dinleyemeye bilir. Arkadaşları arasında alay konusu olmamak
için tiklerini bastırmak adına çok fazla enerji harcayabilir. Bu
durum hem çocukta huzursuz bir ruh haline, hem de benlik
saygısının düşmesine, içine kapanmasına neden olabilir.
Tiklerin Görülme Biçimleri
1. Gelip Geçici Tik: En az dört hafta, en fazla bir yıl süren,
hemen her gün gözlenebilen bir tik türüdür.
2. Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu: Bir yıldan uzun
süre devam eden tiklerdir.
3. Tourette Bozukluğu: Zaman içinde artma ve azalmalar
gösterir. Çok sayıda tik çeşidi birlikte gözlemlenir. Genellikle tikler
sayılamayacak kadar çoktur. Oluşmasında genetik, nörobiyolojik,
çevresel, psikolojik faktörler rol oynamaktadır.
4. Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu: Bu kategori
özgül bir tik bozukluğunun tanı ölçütlerini karşılamayan tüm
diğer tik bozuklukları için kullanılır.
Tikler Neden Kaynaklanır?
Tiklerin ortaya çıkış nedeni organik ve psikolojik kaynaklı olmak
üzere iki grupta incelenir. Uzun süren görme bozukluları, uzun
süren burun akıntısı veya omuz ağrıları gibi organik sorunlar tik
oluşumuna neden olabilir. Örneğin; gözleri acıyan ve yorulan bir
çocuk gözlerini kırpıştırmayı alışkanlık haline getirebilir. Uzun
süre boyunca nezle ve öksürükle uğraşmak zorunda kalan bir
çocuk, burnunu çekmeyi ya da boğazını temizlemeyi alışkanlık
haline getirebilir. Ancak organik nedenlerden kaynaklanan tiklere
daha az rastlanmaktadır.
Tiklerin büyük çoğunluğu psikolojik nedenlerle ortaya çıkar.
Sürüp giden korkular, gerginlik, kaygılar ve bastırılmışlık tik
oluşumuna neden olan en önemli etkenlerdir.
*Aile içinde veya çevrede stres yaratan durumlar,
*Çocuğun davranışlarının özellikle de ebeveynler tarafından
sık sık eleştirilmesi,
*Çocuğun yeteneklerinin üzerinde performans göstermeye
zorlanması,
*Çocuğun akranları ve kardeşleriyle sık sık kıyaslanması,
*Kardeş kıskançlığı,
*Okul ortamındaki yoğun baskı,
*Çocuğun mizaç olarak kolay kaygılanan ve kolay üzülen bir
yapıya sahip olması,
*Yakınlarından birinin vefatı,
*Her türlü travmatik yaşantı,
*Katı ve sert aile tutumları ile çocuğun davranışlarının sürekli
kontrol altında tutulmaya çalışılması, gibi birçok neden tik
oluşumuna sebep olabilmektedir.
Öneriler
Öncelikle tikin organik bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığı
araştırılmalıdır. Organik nedenlerden kaynaklanan tikler, soruna
erken müdahale edildiğinde ( örneğin; gözleri bozuk olduğu
için sürekli gözlerini kıstığı anlaşılan çocuk, hemen gözlük
kullanmaya başlarsa) kendiliğinden yok olmaktadır. Eğer tik
organik bir nedenden kaynaklanmıyorsa, çocuk ya sevdiği
birinin davranışını taklit ediyordur ya da içsel gerilimi çok
yükseldiği için tikler başlamıştır. Çocuğunda tik bozukluğu
olduğunu fark eden anne-babanın ilk tepkisi bunu durdurmaya
yönelik olmaktadır Ancak tikleri konusunda sık sık uyarılan
çocukların içsel gerilimi arttığı için tik sayısında da artış olduğu
gözlenmektedir. Tiklerle ilgili hem ailenin hem de çocuğun bilgi
sahibi olması her iki tarafın da işini kolaylaştıracaktır.
Yine;
Bu konu hakkında ailesiyle konuşabilmek çocuğu rahatlatır ve tikleri ile
ilgili farkındalık sahibi olan çocuk, bu bozuklukla daha kolay
baş edebilir. Ancak aile ve öğretmenleri tarafından çocuğun
bu konuda sık sık uyarılması, çocuğa kızılması, tiklerin daha
kötüye gitmesine sebep olacaktır. Bir çok davranış probleminde
de olduğu gibi, sorunlu davranışla ailenin ve çevrenin sürekli
olarak ilgilenmesi, o davranışta artışa neden olur. Yani aile ve
çocuk tikleri konuşabilmeli, ancak çocuğun tikleri, ailenin sürekli
gündemi haline gelmemelidir.
Tik bozukluğu yaşayan çocuğun okul yaşamında da zorluklar
olabileceği unutulmamalıdır. Çocuk hem akademik hem sosyal
sorunlarla baş etmek zorunda kalacaktır. Bu yüzden ebeveynlerin
çocuğun öğretmeniyle işbirliği içerisinde olması yararlı olacaktır.
Bu dönemde ebeveynlerin ders başarısı konusundaki beklentilerini
fazla yükseltmemeleri ve çocuğu bu konuda zorlamamaları
gerekmektedir.
Tikler genellikle,
Tikler genellikle, bastırılmış bazı düşünce ve davranışların verdiği
içsel rahatsızlıktan ortaya çıkar. Yani tiklerin kontrol altına
alınması “dürtü kontrolü” ile yakından ilgilidir. Okul çağı
çocukları genellikle okulda tiklerini bastırmaktan yorgun düşerler.
Eve gelince, çocuğun kendini daha güvende hissetmesinden
kaynaklı olarak tiklerde artış görülebilir. Bu çok sık rastlanılan
bir durumdur.
Çocuk ya da yetişkinler dürtülerini bir süre
erteleyebilir veya bastırabilir ancak tamamen ortadan kaldıramaz.
İçsel dürtülerin ifadesi olarak ortaya çıkan tiklerin, dürtüleri
ifade etmenin daha iyi bir yolu bulununcaya kadar iyileşme
göstermesi beklenemez. Bu yüzden çocuk, tikleri yüzünden ailesi
tarafından azarlanmamalı; çocuğa kötü muamele edilmemelidir.
Tam tersine tik bozukluğu başlayan bir çocuğun içsel gerilimini
azaltmak adına, aile çocuğu spor, sanat gibi değişik aktivitelere
yönlendirerek çocuğun dürtülerinin ifade bulabileceği alternatif
etkinlikler için zemin hazırlayabilir.
Çocuklukta ortaya çıkan bir tikin nedeni vakit kaybetmeden
bulunur ve o nedene müdahale edilirse, tikler de yok olacak veya
azalacaktır. Ancak bu nedenleri bulup müdahale etmek, tamamen
ruh sağlığı uzmanlarının işidir. Tiklerin tedavisinde mutlaka
uzmanlardan yardım almak gerekmektedir. Tik bozukluğunu
tedavisinde hem çocuk hem de ebeveynler destek almalıdır.
Bazı durumlarda ilaç tedavisi ile psikoterapi birlikte sürdürülür.
Aileden kaynaklı nedenler tespit edilirse, terapist yalnızca
anne-baba ile de çalışabilir. Tikler çocukluk çağında müdahale
edilmediğinde kronik hale gelebilir ve tedavisi çok zorlaşabilir.
Bu yüzden erken müdahale ve anne babanın konuyla ilgili bilgi
sahibi olması önemlidir.
Tik
İstemli çalışan çizgili beden kaslarında istem dışı ortaya çıkan aralıklı kasılmalardır. Bu kasılmalar bir kas ve odak grubunda olabileceği gibi birkaç kas ve adale grubundan da olabilir. Tikler yer ve biçimde değiştirebilir;
Ancak bir süre sonra belli bir yerde (kasta) yerleşip kalır. Hareket çoğu zaman kişi tarafında olmadan tekrarlanır. Erkek çocuklarda daha çok görülür. Genellikle 6 yaşından sonra fazla görülmeye başlar. En çok 8-12 yaşlarında rastlanır. Okul öncesinde göz kırpma gibi basit tikler görülebilir. Bu da ön ergenlikte kaybolur. Tikler ergenlik çağında kaybolur. Yetişkinliğe uzananları da vardır. En fazla yüz ve boyunda görülür.
Tikler Genellikle Aşağıdaki Şekilde Görülür
* Göz kapaklarının fazla açılıp kapanması
* Göz kırpmalar ile yüz ve yanak adalelerinde oluşan tikler. Göz kırpma en sık görülen tiktir. Çünkü her tür tehlikeden sakınmak için göz kırpılır.
* Baş oynatma (Yaşanmış bir olayı görmemek için bilinçsiz bir sakınma tepkisi olarak yorumlanır)
* Boyun adalelerinde oluşan tikler
* Sinirsel kökten gelen öksürmeler şeklinde oluşan tikler.
* Gerekmediği halde burun çekme, üst dudakla birlikte yapılan tikler.
* Yutma veya yutar gibi hareket etme
* Boğaz temizler gibi hıçkırmak, boğaz temizlemeye zorlamak
* Omuz silkme
* Parmak çıtlatma
* Dizini veya ayaklarını sallama
* Sık sık gözleri alışılmamış şekilde ayırmak
*Kolları sallamak
* Kulaklarını oynatmak, kaşları sık sık kaldırıp indirmek. Bu daha çok fala göz açmaya eşlik eden bir tiktir.
Diğer Nedenler
Tiklerin en fazla ruhsal nedenler söz konusudur. Tikler genellikle iç gerilimlerin veya çatışmaların yansımasıdır. Kişi tikleri sayesinde bu gerilimlerden kurtulma çabası verir. Tiklere engel olmaya çalışıldıkça daha da artış gözlenir. Duygulanma ,üzüntü, yorgunluk arttıkça tiklerde artış gösterir. Tiklere neden olan ruhsal etkenlerin başında erken yaşlarda başlayan ve süren korku, tedirginlik ,kaygı, gerginlik vardır. Çevresinde ,kavga, güvensizlik, tedirginlik yaşamak. Çevresiyle çatışma halinde olmak. Birden aşırı korku, coşkunluk, yorgunluk öfke ,acı gibi durumlar yaşamak çocuklarda tiklerin oluşmasına sebep olabilir. Ruhsal etkenlerin yarattığı tiklere örnekler: 9 yaşındaki bir kız çocuğu aile içinde yaşadıklarını psikoloğa şöyle anlatmıştır. ‘Kardeşim beni çok rahatsız ediyor. Bana vuruyor. Buna karşılık babam beni suçluyor. Babam eve geç geliyor. Babamın gelmemesinden korkuyorum. Annem babam sık sık kavga ediyorlar.’
Yine;
Çocuğun aile içinde yaşadığı korku, tedirginlik, kaygı gibi durumlar onda ağız ve burun tiki onda ağız ve burun tiki oluşmasına sebep olmuştur. Göz ve boyun tiki olan erken okula başlamış 6 yaşındaki çocuk 10 yaşındaki Abisini örnek almıştır. Abisinin oyun grubuyla oynamak istemiş, gruba katılmış fakat uyum sağlayamamıştır. Ailede ve okul çevresinde yaşadığı bu kırıklık onda göz ve boyun tiki geliştirmesine sebep olmuştur. Tiklerin oluşmasındaki bu neden tamamlanmamış bir hareketin temsilcisi şeklinde olabilir. Örneğim çocuk vuruculuk ,kırıcılık, saldırganlık gibi dürtülerini dışa vuramaz. Bilinç altındaki bu istekler çocuğun devamlı el kol hareketleri yapması şeklinde temsil edilir.
Tiklerin nedenlerinden biri de
istemsiz olarak tekrarlanan hareketlerin zamanla alışkanlık olması ve daha sonrada otomatik olarak yinelenmesi seklinde olabilir. Örneğin göz kırpma başlangıçta göz rahatsızlığı veya yorgunluğa tepki olabilirken daha sonra otomatikleşerek tiki oluşturabilir. Boyun silkme kolalı bir gömleğin rahatsızlığından kurtulmaya çalışırken alışkanlık olan ve otomatikleşen bir tik olabilir. Omuz silkme, kaş kaldırma başlangıçta bir ret işareti olurken alışkanlık olur ve tike dönüşebilir. Tiklerin nedenlerinden biride taklittir.
Çocuk çevresinde bulunan anne babasını, arkadaşlarını, öğretmenini taklit ederken, onların davranış kusurlarını da edinebilir. Zamanla bu hareketleri taklit eden çocukta tik gelişebilir. İstemsiz kasılmanın ortaya çıktığı bölgeye ya da organa ilişkin uzun süren fiziksel bir tahrişte tike neden olabilir. Bu fiziksel tahrişler arasında uzun süre devam eden düzeltilemeyen görme bozuklukları, burun akıntısı, boyun ağrıları sayılabilir.
Tiklerin Kişilik Özellikleri
Kanner’e göre, tiklerde belirgin kişilik özellikleri aşağıdaki alanlarda belirgin şekillerde görülmektedir. Belirgin şekillerde huzursuzluk gösterirler.
Fazla hassas ve duyarlıdırlar.
Alınganlıkları fazladır.
Kendi kendine bilinçli, kendini oldukça bilen.
Şımarıklık eden ve kolayca kaynayan
Haris ve kaprislilik
Bencillikleri fazladır.
Fazla heyecanlı, kolayca kızan, bozulan bir durumdadırlar.
Kolayca yorgunluk ve yılgınlık gösteren bir durumdadırlar.
Tiklerin Türleri
Tikleri 4 tip olarak incelemek mümkündür.
*Yumuşak ve geçici olan tikler: Bu tikler genellikle çocuğun evde ve okulda yüksek gerilimlerine karşı olan bir tepkinin temsilcisidirler. Gerilimler kaybolduğu zaman bu tiklerden kurtulabilir.
*Ciddi, kronik tikler: Bunların sayıları azdır. Düzeltici tedbirlere karşı devamlı diren me gösterirler. Bu tiklere sebep olan mekanizmalar kesin olarak bu güne kadar keşfedilmemiştir.
Giles Tiki-Tourette
Giles tarafından bulunduğu için bu ad verilmiştir. Tourette tiki genellikle yüz, boyun, el ve ayaklardaki istemli adalelerin zorlayıcı sert vuruşları, müstehcen konuşmaların kullanılışı, işitilen kelime ve ibarelerin tekrarı, birden görülen geçip giden hareketlerin tekrarı olarak karakterize edilir. Hastalık 10 yaşından önce motor hareketlerin anormallikleriyle başlar. Sonra kelime ve ibarelerin tekrarı daha sonrada müstehcen konuşma başlar. Kız ve erkeklerde aynı sıklıkta görülür. Her iki cinste aynı oranda etkilenir. Bu tip tikleri onların aile geçmişi incelendikçe, soylarında belirgin şekilde duygusal, ruhsal ve zihinsel bozukluklar gösterenlere rastlanmaktadır. Hareketler kuvvetli duygusal uyaranlar veya sesler tarafından oluşur. Genellikle uykuda kaybolur. Ara sıra bilhassa ateşli hastalıklar sırasında bu tiklerde bir hafifleme görülür.
Bir çok vakada,
fiziki ve zihni durum normaldir. Fakat bazı hastalar zihni bozukluklardan ve zihni psikozlardan rahatsızdırlar. Belirtilerin başlangıcından önce hasta genellikle itaatkar ve çok uygun davranışlı bir hadde kadar her şeyinin mükemmel olduğunu kabul eder durumdadır. Davranış ve kişiliği hastalığın başlaması ile değişiklik gösterir. Düzeltici tedbirlere rağmen belirtiler azalmamış ise hastalığın teşhisi uygun yapılmamıştır.
*Postencephalitis: Hareketler yakın olarak psikojenik tiklere benzer, ensefalitlerin kronik basamağında nadiren görülürler. Basit göz seğirmesine benzer olabilirler. Bazen yıllarca devam eder ve birden bire kaybolabilirler. Hareketler daha çok psikolojik faktörlerce etkilenirler ve muhtemelen organik sebeplere bağlı olabilirler.
Düzeltici Önlemler
Küçük tikler genellikle geçicidirler. Özel bir ihtimam ve bakım gerektirmezler. Ciddi ve ağır tikler devamlılık gösterirler. İmkanı varsa fiziki kaynaklar ve nedenler aranmalı, bulunmalı ve ayrılmalıdır. Çocuğun ailedeki, okuldaki ve yakınları ile olan çatışmaları ve bunların nedenlerinin bulunup ortadan kaldırılması uygun ve köklü tedbirlerdir.
Taklit etmekten çocuğun dikkatini çekmekten, tenkit etmekten, akranları ile kıyaslanmaktan sakınılmalıdır. Yeteneklerini iyice saptamadan, bir çok derslerde daha başarılı olmaya zorlanmaktan çekinmek gerekir. Hakaret, azarlama, izzeti nefislerinin kırılması ve bu çocuklara dayak atılması tiklerin daha da artmasına ve buna eşlik eden bir seri duygusal bozuklukların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ana-babanın çocuğun bu halinden utanması çocuğu utandırması olumlu bir tedbir olmaktan uzaktır. Devamlı olarak ana-babanın çocuğu kendi arzularına ve usullerine uydurmaya çalışması , yanlış bir tedbirdir.
Dahası
Çocuk bol bol dinlendirilmeli, bedenen uygun ihtimam görmelidir. Bazen gerekiyorsa okul dışı, ders dışı spor ve benzeri etkinlikler azaltılmalıdır. Gerekiyorsa, okulda çocuk arkadaşları ve öğretmenleri tarafından durumuna anlayış gösterilmiyorsa çocuğun okulu değiştirilmelidir. Diğer taraftan az aktif, yalnızlık içinde bulunan çocukların grup etkinliklerine katılması teşvik edilmelidir ve sağlanmalıdır. Benzedrine ve aynı terkipteki ilaçlar belki gerilimleri ve endişeleri azaltmak ve yatıştırmak için faydalı olabilir. İlaçlar teskin edici tesir gösterirse hareketleri kolaylaştırabilir. Doktor tavsiye ederse ilaç verilmelidir.
Çocukta tik görüldüğünde, bir psikiyatrist ya da Psikoloğa başvurmak gerekir. Tike neden olabilecek organik etkenlerin dikkatle ele alınması, varsa bu tür bozuklukların tedavisi yoluna gidilmelidir. Tiki oluşturan nedenler ruhsal kökenli olduğu takdirde çocuklara oyun terapisi, psikoterapi yoluyla, ergenlere grup terapisi, psikodrama ya da psikoterapi yoluyla gerekli psikolojik tedavi uygulanmalıdır.